Ay: Ağustos 2015

  • 40 para 2 doktor

    40 para 2 doktor

    İki el silah sesi duyulur, İki bembeyaz beden, İki seksen yere uzanır… Okuyacağınız bu hüzünlü hikaye, Bugün bile yürekleri acıtır… * Cumhuriyet yeni kurulmuştur, Ama İstanbul demir yolları Belçikalılarındır… Genç Cumhuriyet bir karar çıkarır: Bundan böyle üniversite öğrencilerine biletler, Tam biletin yarı fiyatınadır! Belçikalılar bu kararı sallamaz, Öğrencilere indirimi uygulamaz, Başlayan tartışmalar ise, Şirketi hiç…

  • Cıbıl Doktorlar

    Cıbıl Doktorlar

    Geçtiğimiz gün İstanbul’daki bir doktor arkadaşımdan telefon geldi. Havadan sudan konuştuktan sonra da konu, Yine döndü dolaştı, Sağlık sistemine geldi. O anlattıkça da, Bana geldiler de, Geldi… 11 milyon TL’yi (bizim kuşağa göre 11 trilyonu) cebine koyan bir müteahhit, İstanbul’da özel bir hastane açmış; İlkokulu zar zor bitiren zat-ı şahanemiz, Hastanedeki tüm uzman doktorları her…

  • Dr. Sadık Ahmet neden öldü?

    Dr. Sadık Ahmet neden öldü?

    7 Ocak 1947’de Gümülcine’de doğdu… Ankara’da başladığı tıbbı, Selanik’te tamamladı… Azınlık bir halkın, Başarılı bir cerrahi uzmanı oldu… Yılmadı vazgeçmedi, Batı Trakya Türkleri’nin sesi oldu. Ezildi, hor görüldü, ötelendi, Üstüne 30 ay hapis cezasına gönderildi. Ama demokrasi ve insan hakları mücadelesini, Her daim devam ettirdi… Halkına önder, Ve ilk Batı Trakyalı milletvekili oldu… Vekilliği de…

  • Kamu spotu rezaleti!

    Kamu spotu rezaleti!

    Sizi genel seçimler öncesine götürmek istiyorum… Hani o “topla, tüfekle, tankla” sağlıkta şiddeti önlüyoruz diyen, Helikopterlerin uçuştuğu Sağlık Bakanlığı kamu spotunun yayınladığı günlere… *izlemek isterseniz tıklayın İşin nüktesi bir yana; Sağlık Bakanlığı o kamu spotunda diyordu ki: Ey kıymet bilmezler; Size helikopter verdik, Ambulans verdik, Hatta evinizde sizi ziyaret eden doktor bile verdik… Siz ne…

  • Bu coğrafyanın kaderi mi ölüm?

    Bu coğrafyanın kaderi mi ölüm?

    Ölüm kaderi mi bu coğrafyanın? Bu coğrafyanın kaderi mi ölüm? Hep Suruç’tan gencecik cenazeler mi kalkacak? Ya da hep asker şehitlerimiz mi olacak? Hep kanla mı sulanacak çiçekler? Hiç mi siyahtan başka renk açmayacak? Hiç mi umut yok anasını satayım? Hep kader bize ters ters mi bakacak? Azıcık mutluluk… Hepimize çok mu olacak? Dedim ya, Ölüm…