Kategoriler
Köşe Yazılarım

Yazma, çizme okuma…

Bugün uzatmadan tek bir şeyi yine diyeceğim;

Bir şeyler yapalım;

Bu kısır döngüyü kıralım,

Görün bakın Türkiye değişecek,

Mecburi hizmete gidebiliriz ama,

Mecbur değiliz!

Var mısın?

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Dur bi ne yapıyorsun?

Dünya standartlarının canına okuyorsun!
Bir de performans baskısı yaşıyorsun,
Sorarım sana ne yapıyorsun?

Ortalamayı tutturdun, tutturamadın,
Hastaneden uzakta oturamadın,
Uykusuz geceleri bedavaya sattın,
Söyle bana napıyorsun?

Doktor efendi dediler konuşamadın,
Mesleği kevgire çevirdiler dayanamadın,
Bilirim sen bu işlere alışamadın
Zorunda mısın anlayamadım!

Birilerinin tuzu kuru, birileri kaliteci,
Onlar oturduğu yerden idareci,
Memlekette çok var “adam sendeci”,
Söyle bana ne susarsın?

Memleketi sallayacak güçtesin,
Sistemi değiştirecek yerdesin,
Sen ki halkla iç içesin,
İnan ki iste yapabilirsin… 


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Bedelli Askerlik: 5N 1K #bedelliaskerlik

5N 1K

Ne istiyoruz?

Bedelli Askerlik Platformu olarak talebimiz net: Bedelli askerlik istiyoruz!

Ne zaman istiyoruz?

Yerel seçimlerden önce,

kısacası bir an önce bedelli askerlik istiyoruz!

Nerede istiyoruz?

Türkiye’nin üretime katılan her yerinde istiyoruz…

Nasıl istiyoruz?

25 yaşa ve 15.000 TL bedele istiyoruz.

Neden istiyoruz?

Herkesin onlarca nedeni ve birbirinden çok farklı binlerce hikayesi var. Bu yüzden bir milyon kişinin hayatını yeniden planlayacak şansa sahip olmasını istiyouz.

Kimden istiyoruz?

Şu an baş icracı olan Hükümetten ve Başbakan’dan istiyoruz.

Sayın Başbakan’a randevu talebimizi ilettik bekliyoruz ama artık daha fazla beklemek istemiyoruz.


Kategoriler
Köşe Yazılarım

On dört bin dört yüz altmış lira

Türkiye’nin en iyi sağlık sitesi ödülünü aldık,

Uçağa bindik yola çıktık!

Tesadüf bu ya, uçakta bir doktor arkadaşımızla karşılaştık.

Şeytana takıldık, sağlık politikası tartışmasına başladık…

Kuzu kuzu git be kardeşim, ne derdin var?

Olmuyor işte,

Havada bile kan çekiyor…

Bir yanda patolog eşim,

Diğer yanda hekim arkadaşım derken,

Tesadüfen üroloji hocamızın da yanımızda oturduğunu fark ediyoruz.

Laf lafı açıyor neler neler konuşuyoruz…

Bu kadar muhabbetten aklımda kalan çok önemli iki şey var,

Bilmenizi istedim yazayım dedim:

Yıl 1978

Türkiye’nin sağ sol çatışması ile birbirine girdiği yıllar…

İktidarda Bülent Ecevit Hükümeti vardır.

Dr. Mete Tan da Sağlık Bakanıdır.

Esasında Dr. Tan, Adalet Partisi’nden ayrılarak Bülent Ecevit ile bakanlık karşılığı hükümet kuran on bir milletvekilinden biridir…

Aynı zamanda eski KBB uzmanı, Eskişehir – Kütahya Tabip Odası Başkanı, TCDD Hastanesi Başhekimi ve 4. ve 5. dönem Afyonkarahisar Milletvekilidir.

Dr. Tan tam gün yasası çıkarır ve pratisyen hekim maaşını 14.460 TL olarak kararlaştırır.

Anlamayanlar için tekrar edelim on dört bin dört yüz altmış lira!

Bizim hocamız o zamanlar İzmir Karşıyaka’da oturur,

Sadece nöbet parasına kiranın yolunu bulur!

Söz uçar yazı kalır,

Çöpü de bize kalır,

Döner sermayen beş para etmez,

Şu bendeki performans olmasa…

Şimdi uyanma zamanı!

 


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Ne içiyorsanız bize de verin

Performans sistemi; hekimleri birbirine düşürmek, işbarışını bozmak ve hastaya ayrılan süreyi yok etmek amacıyla kurgulanmış dahiyane (!) bir uygulama.

Kul hakkının gırla yendiği, takım çalışmasının mahvedildiği ve devletin bile bile zarara uğratıldığı eşsiz bir matematik oyunu…

Geçen hafta elime geçen bir mektupta bu durum çok acı bir şekilde anlatılmış.

Orta ölçekli bir devlet hastanesinde yaşanıyor bize yazılanlar…

Sizlere aynen aktarıyorum:

Günümüzde tıbbi biyokimya uzmanları ikiye ayrılıyor:

-6 yıllık tıp fakültesi mezunu olup, tıpta uzmanlık sınavını kazanıp ‘uzman doktor’ olanlar

-4 yıllık lisans bölümünden mezun olup, farklı bir uzmanlık sınavıyla, ‘uzman’ olanlar.

Biri uzman doktor, diğeri ise uzman…

Buraya kadar belki pek birşey yok, saçmalık bundan sonra başlıyor:

Adı bizde saklı olan bu hastanede 4 yıllık lisans mezunu olan biyokimya uzmanı, o hastanedeki genel cerrah, göğüs hastalıkları uzmanı, ortopedist, kulak burun boğaz uzmanın yaklaşık dört katı daha fazla döner sermaye alıyor.

Hem de icabı, nöbeti ve malpraktis riski olmadan bu geliri elde ediyor!

Sadece bununla da kalmıyor, ihale komisyonunun doğal üyesi olduğundan yüzde on bonus da hesabına yatıyor.

Benim gençliğini acil servislerde, ameliyathanelerde ve post op servislerde geçiren,uzman olmak için bir yerinden ter damlayan genel cerrahi, ortopedist, kbb uzmanı arkadaşlarım ise saçma sapan yönetmelikler yüzünden emeğinin karşılığını alamıyor.

Esasında kimse alamıyor ama sorun alanın değil, almayanların çok olması…

Bu satırları okuyanlar bu konuları çok iyi biliyor,

Peki ya bu yönetmelikleri çıkaranlar, bunları yazarken ne içiyor?

Ne içiyorlarsa söyleseler de, biz de içsek;

En azından onlar gibi dünyanın geri kalanını görmezden gelsek.

Ve tıpta uzmanlık için geçen onlarca seneye üzülmesek!

Yediğiniz hakların sizi bulması dileklerimle…