Kategoriler
Köşe Yazılarım

Bunu yapmanın vakti gelmedi mi?

Doktorların hunharca sömürüldüğü bir fetret devrinden geçiyoruz. Şiddet her geçen gün artıyor. Sesimizi duyuracak adam akıllı bir meslek örgütümüz yok. Sendikalar siyasi rant peşinde. Dört bir yanımız çıkarcı, işinin bittiğine bakan ve kokuşmuş düzene uyum göstermeye çalışıp bizi her fırsatta peşkeş çeken meslektaşlarımızla dolu. İyilerin sayısı kötülerden çok ama iyilerin sesi kötüler kadar çıkmıyor.

Genç doktorlar her geçen gün performans batağına saplanırken, ömürlerini gün gün kısaltıyor. Paçasını kurtaran bir grup ise muayenehanelerinin servetini sürdürme peşinde.

TUS sınavı saçma sapan bir hal almış ve birileri belki de yazılı yöntemle istediği hekimleri seçme gayretinde. Yapılan sınavlarda da hatalar diz boyu ve adalet yok.

Peki, soruyorum size bu böyle mi gidecek?

Bu kokuşmuşluk girdabının bizi yavaş yavaş içine çekmesine seyirci mi kalacağız? Modern çağın sözüm ona akıllı köleleri olarak ve her gün yüzlerce hasta bakarak yan odadaki meslektaşımızdan fazla kazanınca tatmin mi olacağız? Başkalarının mutsuzluğu bizim mutluluğumuz mu olacak?

Bu rezil duruma dur diyecek güce ve kudrete sahip değil miyiz?

Ya da bir şeyler yapmanın artık vakti gelmedi mi?

Bu saçmalığa son verebilecek olanların yine bu satırları okuyan yürekli meslektaşlarım olduğuna gönülden inanıyorum. Gelin bu tıbbi komedyaya daha fazla seyirci kalmayalım. Gelin bu rezaletin bir parçası olmayalım. Gelin bu çarpık ve çapraşık düzeni kökünden değiştirelim.

Emeğimizin, hatta ve hatta ana babalarımızın yıllarını biriktirerek verdiği emeklerin üç kuruşa satılmasına izin vermeyelim.

Ben varım ama artık biz olalım.

Bizler bu değişimi gerçekleştirebilecek imkân ve kudrete sahibiz.

Yeter ki inanın. Yeter ki inanalım.

Gelin bugünden başlayarak bir adım atalım.

Ben varım diyen tüm meslektaşlarımı artık görmek istiyorum!

Çözüm var,

Ama sen var mısın?

Çünkü yetti artık!


Kategoriler
Köşe Yazılarım

İşte Nisan 2015 TUS Soruları(!)

Gerçekten birkaç gündür olan biteni hiç anlamıyorum!!!

Açıkçası son on yıldaki tüm sınavları iptal ettik deme ihtimallerinden de korkmuyor değilim…

Tahminim o’dur ki ÖSYM yakın gelecekte TUS sınavı işinden yavaş yavaş çekilecek.

Bunu takip eden süreçte de her üniversite kendi asistanını kendi kriterleri ile seçecek…

Arkasından da yüksek ihtimal paralı asistanlık gelecek…

x x x

Gelelim ÖSYM’nin dediklerine,

Kısaca ÖSYM diyor ki:

Gençler, affedin…

Hatalı sorularımız da oldu,

Hatasızlar da…

Alkışı da duyduk,

İhaneti de gördük…

Sesimiz de oldu, sessizliğimiz de;

Ama siz de alıp başınızı gitmeyin ne olur!

Ne olur sorularımızı dava etmeyin,

Gelin yazılı sınava girin…

Bu işi bitirelim…

x x x

İşte ne olur ne olmaz diye şimdiden çalışmak isteyenlere,

Nisan 2015 Tıpta Uzmanlık Sınav sorularını yazıyorum,

Buyurun işin içinden çıkın bakalım:

Anatomi

Femur’daki delikleri sayınız

Biyokimya

Ağızdan giren glikoz anüsten çıkana kadar hangi yolları izler? (Not: Gidiş yolundan puan verilmeyecektir) 

Patoloji

Hematoksilen eozin boyası nasıl hazırlanır?

Dahiliye (Poliklinik sorusu)

Diyabet raporu nasıl çıkarılır? SGK hangi LDL kolesterol değerlerine atorvastatin geri ödemesi yapar?

Kadın Doğum (Pratik Soru)

En yakın doğum evine gidip normal doğum yaptırınız ve doğan bebeğin ayak izini optik okuyucunun okuyabilmesi için sınav kâğıdınızın ortasına oturtunuz.

Genel Cerrahi (TUS Spot Soru)

Çömez cerrahi asistanı pansumana kaçta başlar?

Küçük Stajlar (Ucu açık soru örneği)

En küçük staj hangisidir neden?

Başka sorum yok,

Teşekkürler!

 


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Sağlıkta bilişim sistemleri neden vasat?

Takıntılı milletiz vesselam,

En büyüğü bizde olsun,

En yenisi bizde olsun,

En hızlısı bizde olsun,

Bizim olmayan kara toprağın olsun!

Büyüğe, yeniye ve hızlıya takıntılıyız…

Ancak takıntılarımız,

Bürokratik takıntılarımızı aşabilmiş değil bir türlü!

Düşünün bakalım,

Hangi ilacı hangi uzmanın ya da doktorun yazabileceği belliyken,

Neden ilaç raporu çıkarır ve zaman kaybederiz?

Neden yazılan reçetenin kodu eczaneye direk gitmez de,

1 sayfa çıktı alır,

Onlarca ağacın canına kıyarız?

Sağlık Bakanlığı yüz binlerce e-imza çubuğu dağıtmışken,

Neden mürekkebe, kartuşa milyonlar akıtırız?

Neden illerdeki tüm hastanelerin laboratuvar ve görüntüleme sistemlerini adam akıllı birbirine bağlamayı başaran bir genel sekreterlik henüz yok?

Neden eczaneler hastaların tüm ilaçlarını görebilir de,

Hastane bilgi işlem sistemleri göremez?

Ve neden,

8 saat mesainin en az yarısını hasta muayene etmek dışında,

Bilgi işlem sistemlerinin verimsiz alt yapısıyla,

MEDULA’ya bağlanamayarak,

E-Reçete düzenlenememiştir kaşesi vurarak,

Anlamsız işlerle,

Değerli vaktimizi harcayarak kaybediyoruz?

Buna dur demenin zamanı gelmedi mi?

Sağlıkta bilgi var işlem yok!

Bilmem anlatabildim mi?


Kategoriler
Köşe Yazılarım

2015’e hazır mısın?

Değerli arkadaşlar,

2014’ü geride bıraktığımız şu saatlerde,

Hepinize sağlık, sıhhat ve mutluluk diliyorum…

Yıl biterken,

Şairin dediği gibi:

Sizleri üzüp ağlatan,

Hasret kalsın gülmeye…

Güzel günlerde,

Güzel haberlerle buluşmak üzere,

Esen kalın,

Ve hazır olun;

2015’de çok büyük sürprizlerimiz olacak!


Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU

Hekimlerin Sosyal Medya Platformu

asistanhekim.org Kurucusu

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Bedellide sona gelirken…

Bedellide Sona Gelirken;

Çok çalıştık,

Çok çabaladık…

Bazen başlıklara takıldınız,

Bazen de yazdıklarımıza,

“Bir kısmınız hariç” ne yaptığımızı,

Ne yapmaya çalıştığımızı hiç anlamadınız!

Anlamanızı da çok beklemedik açıkçası,

Çünkü itiraf edelim;

Takdir ve küfürleriniz de plana dâhildi…

Bir mesele sıfırdan bu hale ancak böyle gelebilirdi!

Biz başardık arkadaşlar!

Çıksa da,

Çıkmasa da başardık!

Türkiye’de aylardır günlerdir gündemdeyiz…

“Gündem doygunluğu” sebebiyle sadece farkında değiliz…

Deneyin bakın,

Yoldan birini çevirin,

Bedelli askerlik çıkacak mı deyin?

Kaç yaşa, ne kadara çıkacağına dair ayrıntılı bilgi verecektir…

Biz gündem boğulması yaşadığımızdan,

Başardığımızın farkında değiliz…

Bundan sonra Hükümet bedelli çıkarır çıkarmaz,

Mağduriyeti anlar ya da anlamaz bilemem ama

Çıkarmazsa üstleneceği vebal,

Ve verdiği sözler seçim meydanlarında yine gündem olacaktır.

Bir de şunu ilave edeyim:

Atan tutanlar var:

Yok, baskı yapıyorlar,

Yok, konuşturmuyorlar diye:

Yok, kardeşim böyle bir şey!

Varsa “isim isim” söyleyin biz de bilelim…

x x x

Bedellide sona gelirken,

İşler “YAŞ” mı kuru mu göreceğiz,

Alınacak kararı önce vicdanlara,

Sonra da Yüce Allah’a havale edeceğiz…

Hiçbir şeye değil de;

Milyonlarca gencin ve ailesinin,

Aylardır böyle boş işlerle uğraşıyor olmasına üzülüyorum,

İşte Türkiye bundan ilerleyemiyor,

İşte Türkiye bundan önünü göremiyor,

İşte Türkiye bundan dolayı bir süredir üretemiyor…

Umarım bir gün Türkiye’de gençler böyle boş işlerle uğraşmaz,

Ve umarım bir gün bizlerin yönettiği Türkiye’de;

Gençlerin gerçek temsilcileri Meclis’te olur;

x x x

Son söz:

Yaş ortalaması 29 olan bir ülke,

Yaş ortalaması 54 olan bir Meclis tarafından yönetilmemelidir!

Bedellide sona gelirken,

Bedelli bekleyenler takkeyi eline alıp düşünmelidir:

Mecliste neden 50 tane genç vekilimiz yok diye?

Bedellide geldiğimiz son,

Yeni başlangıçları müjdelemelidir!

Hepimizin hakkında hayırlısı olsun!


Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU

Bedelli Askerlik Derneği Başkanı