Kategori: Köşe Yazılarım

Bu sefer okunmasın diye yazdım
Hayatın en hüzünlü anı, Mevsimine kapıldığın hekimliğin, Polikliniğinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır, Bırak gitsin, bırak git… xxx Bırakıp gidelim mi? Kalalım mı yoksa? Bilmiyoruz, bilemiyoruz ne yapalım. Hergün değişen şartlar, kanunlar, yönetmelikler, genelgeler… Tam da hekim olunacak zamanı bulmuşuz bence. Artık bizden iyi yönetmelik okuyan yok memlekette.

Bize yazık değil mi?
Bıktık dersem çok olmaz. İzmir büyük bir şantiye, hepimiz bu konuda hemfikiriz. Öyle büyük bir şantiye ki ayağımız tozdan topraktan kurtulmuyor bir türlü. Diğer şantiyelerden ise şöyle bir farkı var. Neyin ne zaman biteceği belli değil. Biri dese 15.ayın 20’si diye; ona bile inanabiliriz. Bize yazık değil mi? xxx Hakkımız değil miydi, metroya binip her…

Can Bonibon Reklamında mı Oynayacak?
İtiraf edeyim, okuyacaklarınızın başlıkla bir ilgisi yok! Ama bir o kadar da var… xxx Bu ülkede en kolay yaptığımız “şey” insanları harcamak. Neymiş efendim “Can Bonomo” Yahudi imiş, illuminati tarikatının gönderdiği biriymiş… Klibindeki simgeler buna delaletmiş.

Siyah ve Beyazın Acı Oyunu: Şiddet
Bugünlerde sağlık çalışanlarının gözleri nemli. Şiddetin ve döner bıçaklarının kol gezdiği hastane koridorlarında sessiz bir hüzün hakim. Beyaz önlüğün saflığı, temizliği ve hassasiyetinin hüznü bu durum. Demişti ya şair; “Tüm renkler kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler” diye.

Gözleriniz dolarak okuyacaksınız!
Mübadele… İzmirliler’in büyük çoğunluğunun gönlünde kalan bir kenttir Selanik. Görmemişizdir, gitmemişizdir ama hep gönlümüzdedir. İzmir’e çok benzediği söylenir durur. Atamızın doğum yeridir. İzmirliler Selaniklilerin, Selanikliler İzmirlilerin manevi hemşehrisidir. Kısacası mazisi çoktur bizim için. Bu hafta sizlerle Erol Uzsoy’un kaleminden gerçekten yaşanmış bir hikayeyi aktarmak istedim. Hikaye’de adı geçen İsmail Hoca, benim büyük dedemdir… Satırları Erol…