Koronavirüs aşısı bulundu ama ilk aşamada ne yazık ki üretim kapasitesi yeterli olmadığı için çok az sayıda insan bu aşıdan yararlanabilecek.
Tüm dünyada herkesin aşılanması ise en iyi ihtimalle 2024 yılında “belki” mümkün olabilecek.
Durum böyle olunca da; dünyanın önde gelen siyasi liderleri “öncelikle benim milletim” diyerek “parayı basıp” aşıyı alırım demeye başlamıştı ki tıp etiği ve hekimlik vicdanı devreye girdi.
Dünya Sağlık Örgütü de aşıların tüm dünyada adil ve eşit dağıtımına ilişkin ortak bir tavsiye karar aldı. Bu çerçevede aşıların dünya insanlığına kademeli ve ihtiyaca göre dağıtımında bazı ahlaki temel prensipler belirlendi.
Bu bağlamda insan refahı, küresel eşitlik, ülke içi eşitlik, mütekabiliyet ve meşruiyet temel değerler olarak belirlendi.
Yoksa zengin ülkelerde yaşayan insanlar aşının nimetlerinden faydalanabilirken; gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar ilk aşamada açıkta kalacaktı.
Lakin DSÖ tarafından alınan tavsiye kararı gereği* ilk aşamada her ülke nüfusunun en az %20’si aşılanacak ve eğer ilgili ülkede vaka sayısı ve hastalık yayılım hızı diğer ülkelere göre daha yüksekse o ülkenin aşı tedariğine öncelik verilecek. *ilgili belgeye kaynaklardan ulaşabilirsiniz
Şimdi gelelim gerçek vaka sayılarının açıklanması meselesine:
Küresel salgınlar ve felaketler, küresel işbirliği gerektirir. Eviniz yandığı halde “bizde bir sıkıntı yok” der yangını gizlerseniz size ne itfaiye gelir ne de itfaiyeci.
İşte biz de “düşük vaka sayıları sebebiyle” az kalsın yananlardan olacaktık.
Kısacası vaka sayımız 6 – 7 bin demeye devam edilseydi şeffaf olmadığımız ve Dünya Sağlık Örgütü’nün meşruiyet ilkesine uymadığımız için belki de yeterince aşı alamayacaktık. Bu da daha çok ölüm daha çok hastalık demek olacaktı.
Salgının dünyadaki merkez üslerinden biri olmuşken, bizde sıkıntı yok denildiği için yeterince ve hızlıca aşı temin edilemeyecekti.
İşte bu yüzden gerçek sayılar açıklandı ve neyse ki bu hatadan dönüldü!
Peki ya bugüne kadar açıklanmayan toplam vaka sayımız ve hastalık yayılma hızımız ne olacak? Siyasetin rüzgarına kapılan ve bilimin değerlerini unutan “Bilim Kurulu” böyle devam edecek mi?
Bir sonraki yazımda çocuklara ve gebelere aşı yapılacak mı – sıra size ne zaman gelecek konusunu irdeleyeceğim.
Hipokrat yemininde yazdığı üzere: Hayatının ve tıp sanatının saflığını koruyan ahlaki değerleri yüksek vicdanlı hekimlerin sayısının katlanarak artması dileğiyle.
Gelen mesaj ve geri bildirimler çerçevesinde ilave bir not: Bu yazıyı okuduktan sonra bu fikrin tam tersini düşünecekler ve Dünya Sağlık Örgütü’nün aşı tedariğine karışamayacağını ifade edecekler ve aşıyı kağıt üzerinde şu kadar doz aldığımızı söyleyenler de olacaktır. Lakin “parayı basıp” 80 milyon doz aşı da alsak dünyada bu aşının üretimini bekleyen bir tek biz değiliz; 8 milyar kişiyiz ve fabrikaların aşı üretim kapasitesi bir yere kadar! Zaten buradaki temel mantık parayı basana değil tüm insanlığa bu korumanın eşit ve erişilebilir şekilde sunulması. Hatırlayın salgının ilk zamanlarında Wuhan’da insanlar sokaklarda bayılıp düşerken bizler normal hayatımıza devam ediyorduk. Özetle mesele sadece evdeki yangını söndürmek değil tüm dünyayı iyileştirmek olmalı. Dileyen karşıt görüşleri burada da memnuniyetle yayınlayabilirim. Amacımız üzüm yemek, halkımızın ve tüm dünya insanlığın sağlığını en üst düzeye taşımak! bağcıyı dövmek değil.
Kaynaklar
Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu
İç Hastalıkları ve Fitoterapi Uzmanı
Yazılarınızı beğenerek takip ediyorum bu dönemde bu faydalı yazılarınızla yolumuzu aydınlattığınız için teşekkür ederim sağlıklı günler dilerim.
Teşekkürler
Bugüne kadar gerçek sayılar belirtilseydi insanlar kendilerini karantinaya alıp rahatça dışarıda cafelerde maskesiz oturmazlardı kayıplarımız daha az olurdu iş ve ekonomik sıkıntı yüksek noktaya çıkmazdı.
Hiçzannetmiyorum .Nisanda vaka sayısı az denirken bile insanlar daha tedirgindi…Şimdi “Saldım çayıra ,mevlam kayıra.”.Güven de kalmadı söylenenlere malesef😠
Bunca insan boşuna mı vefat etti o zaman?! Diğer ülkeler her detayı verirken bizde neden her şey gizli kapaklı. Bu ülkeye yilik değil kötülüktür. Aşı gelince de inş başka şeyler görmeyiz
Hepimizin bildiği konuştuğu bir konuya yine parmak bastınız.👏👏Bakalım aşı gelince bu hükümet ne gibi alaveredalavere geliştirecek… Dünya saplık örgütünün denetimi şart. Yazık böyle millete böyle idare….
Özellikle yaz aylarında yurtdışından gelecek turistlerin ayağının kesilmemesi amaçlı da yeni vaka sayılarının gizlendiğini düşünüyorum. Gerçek vaka sayılarının beraberinde gerçek vefat sayılarının da açıklanma zamanı geldi.
Çok yerinde ve değerli bir tespit hocam👏🏼👏🏼👏🏼👌🏼
Antalya muğla marmaris gibi turistlik yerlerde vakalar diğer şehirlere taşınarak o bölgelerde hastalık yok gibi davranıldı ancak Türkiye geneli doğrudur.
Hocam çok teşekkür ederim. Aydınlatıcı bilgileriniz için…
Yaptığın tarafsız ve doğru tespitlerin bir kısmını dış basından okuyordum ama yinede kendimize yakıştıramıyorduk. Teşekkürler ve tebrikler..
İnsanlar artık aşıya da güvenle yaklaşmıyor.
Yurt dışından gelen alulstın çiğli olduğu söyleniyor.lğtfen bizleti bu konuda aydınlatır mısınız.doğrusu bende Türkiye’de üretilen aşıyı tercih ederim.bizleti aydınlattığınız için teşekkürler..
Yönetimde olan Bilim kurulunca yapılan yanlış biğilendirmelerin cezasını olayı hafife alarak hayatını kaybeden insanlar ödedi .Bu hiç etik değil cezası ne olacak .Yapanın yanına kar kaldığı bir dönemde TC vatandaşı olarak çok üzüntü çekiyorum .İnsan olabilmek için çaba sarfedip açıkça konuşabilmek bu kadar mı zor ???❤️😢😡😤çok.Sizin gibi insanlara ihtiyacımız var .
Bu konuda bilim kurulunu suçlamayı hic doğru bulmuyorum…. Asıl suçlu bu şekilde açıklanması talimatını verenler degilmi? Umarim kral çıplak demeyi öğreniriz,iş isten geçmeden….
DSÖ ülkeler arası adil dağıtıma kontrol getirdiği gibi kendi ülkemizde de bu en üst seviyede uygulanmalı. Yoksa birileri (!) Somali vb yerlere aşı yardımı yapmaya da kalkışabilir. Daha ilk sevkiyatta gelen aşıların sağlık ocağı vb yerlere dağıtımında neredeyse üçte birinin ortadan kaybolduğu söylentiler arasında.